Incendies – İçimdeki Yangın

Hasan

New member
Yönetmenliğini Dennis Villeneuve’nin yapmış olduğu Kanada yapımı Incendies, Türkçe’ye İçimdeki Yangın olarak çevrilmiş. En İyi Yabancı Film Oscar’ına aday gösterilmiş fakat In A Better World’e bu oscarı kaptırmıştır. Film Radiohead’ın müthiş şarkılarından biri ile, “You And Whose Army” ile başlıyor. Yine Radiohead’dan “Like Spinning Plates” seçimleri ile filmin etkisi bir kat daha artmış.

20 yıl önce Lübnan’da yaşanan Hristiyan – Müslüman savaşının insanlık dışılığı, acımasızlığı, vahşiliği, körlüğü anlatılıyor filmde. Her savaşta olduğu gibi bu savaş da iç burkuyor. Kanada’da yaşan Hristiyan Arap Naval Marvan, bir gün havuzda gördüğü şey üzerine taş kesilir. Dostu ve işvereni olan notere son sözlerini söyledikten sonra ölür. Biri kız, diğeri erkek olan ikiz çocuklarına bir vasiyet bırakmıştır. Vasiyette iki zarf vardır. Zarflardan birinin kızına, babalarını bulup ona vermesi için; diğerinin de oğluna, abilerini bulması ve ona vermesi için verilmesini ister. Oğlu pek ciddiye almaz, bu işin peşine düşmeyi pek istemez. Fakat kızı, Naval Marvan’ın yaşadığı yere, Lübnan’a gider ve aramaya başlar babasını.

Evet, Incendies böyle başlıyor. Daha fazla anlatmayacağım konusunu, dileyenler netten zaten onlarca yoruma ulaşabilir. Fazlasıyla beğenildiğinden, izleyici kitlesi yorumlamakta cömert davranmış. Kimi filmlerde iki üç cümlelik de olsa eleştiriye ulaşamazken bu filmde böylesine sayfalar dolusu bir arşiv ile karşılaşmak gerçekten sevindirdi. Bu kadar insanın izlemiş olması, bu kadar kişinin aynı duyguları hissetmesi, filmde verilmek istenen mesajların bu kadar çok kişiye ulaşması harika bir şey.

Açıkçası filmin ilk yarısı, film hakkında bir ön araştırma yaptığımdan, yüksek bir beklenti içinde seyretmeye başladığım için beni hayal kırıklığına uğrattı. Yine izlerken, birçok yerde Arapça olduğunu tahmin ettiğim ve çevrilmeyen kısımlar yüzünden anlamakta zorluk çektim. Mimiklerle tahminlerde bulundum. Belki de başka yerden izlemeliydim, tercihim yanlıştı, hiçbir yorumda karşılaştığım bu sorundan kimse bahsetmemiş.

Ve unutulmayacak replikler:
“Bir artı bir hiç bir eder mi?” Incendies’i izleyen çoğu kişinin aklına kazınmıştır bu replik.
“Fikirler, ancak onları savunan birileri varsa hayatta kalır.”
“Ölüm asla hikayenin sonu değildir, her zaman bir iz kalır.”
“Çocukluk, insanın boğazına oturan yumru gibidir. Kolay kolay yutulmaz.”
 
Üst