Rüyada hasat yapmak nedir ?

Sude

New member
Rüyada Hasat Yapmak: Kalbin Ektiğini Biçmek

Selam dostlar,

Bugün sizlerle biraz içimi dökmek, biraz da gördüğüm bir rüyayı paylaşmak istiyorum. Hani bazı rüyalar olur ya, uyanınca bir süre gözlerinizi tavana dikip düşünürsünüz; kalbiniz sıkışır, içinizde bir şeyler kıpırdar… İşte benim rüyam da öyleydi. Belki içinizden birine dokunur diye anlatmak istedim. Çünkü bu sadece bir rüya değil, aynı zamanda bir “hasat zamanı” hikâyesiydi.

Bir Rüya Gecesinin Sessiz Tanığı

Gece ilerlemiş, rüzgâr camı tıklatıyordu. Uyku, yorgun bir dost gibi kollarına aldı beni. Rüyamda geniş, altın sarısı bir tarladaydım. Güneş batmak üzereydi, toprak sıcak, hava yumuşak… Uzakta bir erkek silueti, elinde orak, başakların arasında sessizce ilerliyordu. Omuzlarındaki yorgunluk, ama gözlerinde bir kararlılık vardı. “Zamanı geldi,” dedi bana. “Ne ektiysen, onu biçme vakti.”

İşte o an, rüyanın içine bir kadın sesi karıştı. İnce, derinden gelen, kalbe dokunan bir ses:

“Hasat yalnızca toprakta değil, yürekte yapılır.”

Kadın, tarlanın diğer ucundan yürüyordu. Elinde sepet, içinde ne olduğunu göremedim. Ama yüzünde bir huzur vardı; sanki tüm hayatı boyunca beklediği bir ana ulaşmış gibiydi.

Erkeğin Stratejisi, Kadının Sezisi

O adamın adı Kerem’di. Hayatı boyunca plan yapmadan adım atmazdı. Her şeyin bir zamanı, bir yöntemi, bir stratejisi olmalıydı. Rüyada bile toprağı ölçer, biçer, “verim hesabı” yapardı. Onun için başarı, ektiğini en doğru zamanda biçmekti.

Kadın ise Elif’ti. Hasat onun için sadece ürün toplamak değildi; bir duygunun, bir emeğin, bir kalp bağının karşılığıydı. O, toprakla konuşur, başakları okşar, her bir taneyi şefkatle toplardı. “Toprak bize sabrı öğretir,” derdi. “Her şeyin bir mevsimi vardır, Kerem.”

Kerem ise buna hep gülüp geçerdi:

“Mevsim beklemez Elif. Kim önce davranırsa o kazanır.”

Ama o gece, o rüyada, Kerem’in gözlerinde bir şey değişmişti. Sanki toprağın dilini ilk kez anlamış gibiydi. Elif’in ellerine baktı; nasırlı ama narin, yorgun ama güçlüydü.

Rüyanın Dili: Emek ve Kalp

Hasat başlarken, rüzgâr tarlanın içinden geçti. Başaklar bir melodiyle sallandı, sanki iki yüreğin atışını yankılıyordu. Kerem biçmeye başladı; hızlı, düzenli, hesaplı. Elif ise her biçtiği demeti tek tek eline alıyor, başakları ayırıyor, içinden çürükleri, kırıkları çıkarıyordu.

Kerem sabırsızlandı:

“Elif, böyle giderse gece olur, yetişemeyiz.”

Kadın tebessüm etti:

“Bırak gece olsun Kerem. Bazı hasatlar karanlıkta da toplanır.”

O an, rüyanın anlamı yavaş yavaş çözülmeye başladı. Rüyada hasat yapmak sadece bereketin değil, emeğin, sabrın ve duyguların da bir karşılığıydı. Ne kadar emek verdiysen, ne kadar sevgi ektiysen, işte onu biçiyordun.

Rüyaların Gerçekten Fısıldadıkları

Uyandığımda kalbim sıkışmıştı. Perdeden sızan sabah ışığı odama vuruyordu. Gözlerimi ovuşturup düşünmeye başladım:

Acaba ben ne ektim bugüne kadar?

Kime ne söz verdim, hangi duyguları ihmal ettim?

Rüyada hasat yapmak, aslında insanın iç dünyasındaki bir hesaplaşma gibi geldi bana. Erkek tarafımız —yani o “Kerem”— plan yapar, çözüm arar, hayatı kontrol etmeye çalışır. Kadın tarafımız —“Elif”— ise duyguları, empatiyi, anlamı korur. Ve rüyada bu iki yönümüz buluştuğunda, gerçek bir farkındalık başlar.

Hasat, geçmişle bugünün birleştiği andır. Bir zamanlar umursamadığın bir sözcük, unuttuğun bir yüz, yarım kalmış bir “özür” —hepsi o tarlada karşına çıkar. Çünkü kalbin ne ektiyse, ruhun onu biçmek zorundadır.

Bir Forumdaşın Kalbinden: Siz Ne Ektiniz?

Sevgili dostlar, rüyada hasat yapmak bana şunu öğretti:

Hayatta hiçbir emek, hiçbir sevgi, hiçbir gözyaşı boşa gitmiyor.

Bir gün, mutlaka bir yerden filiz veriyor.

Belki bir dostun tebessümünde, belki çocuğunun gözlerinde, belki de kendi vicdanında...

Kerem gibi sadece sonuç odaklıysanız, bazen o başakların kokusunu kaçırabilirsiniz. Elif gibi kalple yaklaşırsanız, belki yavaş ilerlersiniz ama daha derin bir iz bırakırsınız.

O yüzden soruyorum size forumdaşlar:

Siz bugün hangi tarlanızda hasat yapıyorsunuz?

Kalbinizde birikenleri toplamaya hazır mısınız?

Belki bir “özür”, belki bir “teşekkür”, belki de sadece kendinize bir “merhamet” zamanı gelmiştir.

Rüyamdan öğrendim ki, asıl hasat; insanın kendi içindeki barışı topladığı zamandır.

Son Söz: Toprağa Değen Kalpler

Rüya bitince Kerem, Elif’e dönüp şöyle dedi:

“Sen haklıymışsın Elif. Her şeyin bir mevsimi varmış.”

Elif gülümsedi:

“Ve her kalbin bir toprağı…”

O anda güneş yeniden doğdu. Toprak altın gibi parladı.

Rüyadan uyandığımda hissettiğim şey, sadece huzurdu.

Belki de hayat, her birimizin içindeki o görünmez tarlada geçiyor.

Kimi zaman sabırsız bir çiftçi oluyoruz, kimi zaman sabırlı bir bekleyici. Ama sonunda hep aynı yere varıyoruz:

Ektiğimizi biçmeye…

Forumdaşlar, siz hiç rüyanızda hasat yaptınız mı?

O tarlada kimlerleydiniz, neleri topladınız, neleri geride bıraktınız?

Yazın, paylaşın… Belki birimizin rüyası, diğerinin uyanışıdır.
 
Üst