Melis
New member
Sınıfta Kalanlar İçin Af mı Geliyor? Yoksa “Af mı, Ah mı?” Geliyor!
Selam sevgili forumdaşlar, öğrenciliğin tozlu (ve bazen dumanlı) yollarında beraber yürüdüğüm dostlar!

Bugün size öyle bir konuyla geldim ki… kahvenizi elinize alın, çünkü biraz “eğitim politikası” konuşacağız — ama öyle hocaların suratını buruşturduğu, öğrencilerin gözünün dolduğu cinsten değil.
Konumuz: Sınıfta kalanlar için af var mı? Ama gelin, bu meseleyi bir nebze mizahla, bolca empatiyle ve azıcık stratejiyle ele alalım.
---
1. Erkeklerin “Bu İşi Planla, Yönet, Çöz” Yaklaşımı
Erkek öğrenciler bu “af” söylentisini duyunca hemen strateji masasına oturur:
— “Kardeşim, eğer af gelirse, ben direkt 3 dersi veriyorum, 4’ü otomatik geçiyorum, 1 tanesini de stajla kapatırım.”
Hemen Excel dosyası açılır, satırlara dersler, sütunlara hocalar yazılır.
Hocaların sinir katsayısına göre renk kodu bile vardır:
- Yeşil: Güler yüzlü, affa sıcak bakan hocalar
- Sarı: Kararsız, ruh haline göre not verenler
- Kırmızı: Affa değil, affetmemeye yemin etmişler
Erkekler bu işi “güçlü bir stratejik operasyon” gibi ele alır. Arada biri çıkar, “Arkadaşlar, ben rektörlüğe dilekçe yazdım!” der; diğerleri hemen “Word dosyasını at kardeşim, bi’ kopyalayalım” der.
Çünkü erkek dünyasında başarı, bireysel değil, kolektif kopyala-yapıştır başarısıdır.
---
2. Kadınların “Birbirimizi Destekleyelim, Hepimiz Geçelim” Yaklaşımı
Kadın öğrencilerde ise durum tamamen farklı.
Onlar “af gelecek mi?” diye değil, “af gelmeli çünkü hepimiz çok çabaladık” diye tartışmaya başlar.
Bir tanesi hemen yazı yazar:
> “Arkadaşlar, geçen dönem hoca derse bile girmedi, ama şimdi notları öyle bir yazmış ki ben kendimi Einstein sanarken sınıfta kalmışım. Bu adil mi?”
Diğeri destek verir:
> “Aynı şey bana da oldu canım, gel bir imza kampanyası başlatalım.”
Beş dakika sonra WhatsApp grubunda link dolaşır: “#AfGelsinÇünküÇokÇalıştık”
Altında 243 imza, 127 emoji, 56 kalp…
Kadınlar meseleyi empatiyle, duygu ve dayanışmayla çözer.
Erkekler ise hâlâ “kaç krediyle geçilir” diye hesap yapmaktadır.
Ama işte bu iki güç birleştiğinde ortaya çıkacak tablo efsane olur:
Strateji + Empati = Üniversite Affı 2.0
---
3. “Af Gelirse Ne Olur?” Diye Düşünenlerin Draması
Bu konuda forumda iki tip insan belirir:
Tip 1: “Af gelsin abi, vallahi ailemin yüzüne bakamıyorum.”
Tip 2: “Af gelirse emeklerimiz ne olacak, ben sabahlara kadar çalıştım!”
Birinci grup duygusal, ikinci grup prensip sahibi…
Ama aslında ikisi de aynı finalde buluşur:
> “Hocam bi’ puan daha verseydiniz, hayatım değişecekti…”
Bu cümle, öğrencilik tarihinin en dramatik repliği olarak altın harflerle yazılmıştır.
---
4. Erkeklerin Plan B’si: “Yedek Strateji”
Affın geleceği kesinleşmese bile erkeklerin planı hazırdır:
— “Kanka, benim dayının arkadaşı üniversitede görevliydi sanki, bi’ arayıversene.”
— “Hocanın LinkedIn’i var, belki oradan yazsam olur mu?”
Bir tanesi “hocayla aram iyi” der, ama meğer sadece “Hocam, kolay gelsin.” yazmış.
Diğeri “af gelsin de, ben okulun logosunu sırtıma dövme yaptırırım.” der ama, sınav günü okul yolunu bile bulamaz.
Kısacası erkekler için af, sadece geçmek değil, stratejik fırsattır.
Yeni planlar, yeni bahaneler, yeni umutlar…
---
5. Kadınların Plan B’si: “Moral, Motivasyon, Kahve”
Kadın öğrenciler ise bu süreçte “Af gelsin gelmesin, moralimizi bozmuyoruz!” diyerek kahve fincanlarını tokuşturur.
Birinin moral bozulur, diğerleri anında devreye girer:
> “Tatlım sen o dersi veremezsen bile hayat seni başka yerden ödüllendirir.”
Erkeklerin Excel’ine karşı, kadınların motivasyon defteri vardır.
“Her zorluk bir fırsattır” yazılı pastel renkli sayfalarla doludur.
Erkekler tablo yapar, kadınlar hikâye yazar.
İkisi birleşince ortaya eğitim sistemi değil, Netflix dizisi çıkar!
---
6. Hocaların Cephesinde Neler Oluyor?
Hocanın iç sesi genelde şöyledir:
> “Ben affetsem bile sistem affetmez.”
Ama sonra kendi öğrencilik yıllarını hatırlar…
> “Ben de 1998’de aynı dersten kalmıştım, keşke o zaman af olsaydı…”
İşte tam o anda affın kıvılcımı yanar.
Bir hoca vicdan yapar, diğeri “tamam be” der…
Ve bir sabah Resmî Gazete’de o mucize kelime belirir: “Af”
O anda öğrencilerdeki sevinç dalgası şöyle yankılanır:
> “Hocam siz de affedildiniz!”
---
7. Forumdaşlara Açık Çağrı: “Affı Beklerken Neler Yapıyoruz?”
Şimdi gelelim en eğlenceli kısmına…
Siz olsanız ne yapardınız?
Af beklentisinde strateji mi kurardınız, yoksa moral kampı mı başlatırdınız?
Yoksa üçüncü bir yol mu seçerdiniz:
“Ben beklemem, gider hocanın rüyasına girerim!”
Forumun altına yazın, stratejik planlarınızı paylaşın.
Erkekler Excel’lerini atsın, kadınlar motivasyon sözlerini yazsın.
Belki de birlikte “Af Manifestosu” hazırlarız kim bilir?

---
Sonuç: Af mı, Aşk mı, Azim mi?
Aslında af meselesi, sadece dersleri değil, karakterleri de açığa çıkarıyor.
Kimimiz mantıkla, kimimiz kalple yaklaşıyor.
Ama hepimiz aynı gemideyiz: “Geçmek istiyoruz hocam!”
Belki af gelir, belki gelmez…
Ama bir şey kesin: Bu forumda moral afı zaten çıktı!
Haydi forumdaşlar, klavyeleri hazırlayın, caps’ler gelsin, mizah kurtarsın bizi!
Çünkü unutmayın: Sınıfta kalmak bir son değil, bazen kahkahanın başlangıcıdır!
Selam sevgili forumdaşlar, öğrenciliğin tozlu (ve bazen dumanlı) yollarında beraber yürüdüğüm dostlar!


Bugün size öyle bir konuyla geldim ki… kahvenizi elinize alın, çünkü biraz “eğitim politikası” konuşacağız — ama öyle hocaların suratını buruşturduğu, öğrencilerin gözünün dolduğu cinsten değil.
Konumuz: Sınıfta kalanlar için af var mı? Ama gelin, bu meseleyi bir nebze mizahla, bolca empatiyle ve azıcık stratejiyle ele alalım.
---
1. Erkeklerin “Bu İşi Planla, Yönet, Çöz” Yaklaşımı
Erkek öğrenciler bu “af” söylentisini duyunca hemen strateji masasına oturur:
— “Kardeşim, eğer af gelirse, ben direkt 3 dersi veriyorum, 4’ü otomatik geçiyorum, 1 tanesini de stajla kapatırım.”
Hemen Excel dosyası açılır, satırlara dersler, sütunlara hocalar yazılır.
Hocaların sinir katsayısına göre renk kodu bile vardır:
- Yeşil: Güler yüzlü, affa sıcak bakan hocalar
- Sarı: Kararsız, ruh haline göre not verenler
- Kırmızı: Affa değil, affetmemeye yemin etmişler
Erkekler bu işi “güçlü bir stratejik operasyon” gibi ele alır. Arada biri çıkar, “Arkadaşlar, ben rektörlüğe dilekçe yazdım!” der; diğerleri hemen “Word dosyasını at kardeşim, bi’ kopyalayalım” der.
Çünkü erkek dünyasında başarı, bireysel değil, kolektif kopyala-yapıştır başarısıdır.
---
2. Kadınların “Birbirimizi Destekleyelim, Hepimiz Geçelim” Yaklaşımı
Kadın öğrencilerde ise durum tamamen farklı.
Onlar “af gelecek mi?” diye değil, “af gelmeli çünkü hepimiz çok çabaladık” diye tartışmaya başlar.
Bir tanesi hemen yazı yazar:
> “Arkadaşlar, geçen dönem hoca derse bile girmedi, ama şimdi notları öyle bir yazmış ki ben kendimi Einstein sanarken sınıfta kalmışım. Bu adil mi?”
Diğeri destek verir:
> “Aynı şey bana da oldu canım, gel bir imza kampanyası başlatalım.”
Beş dakika sonra WhatsApp grubunda link dolaşır: “#AfGelsinÇünküÇokÇalıştık”
Altında 243 imza, 127 emoji, 56 kalp…
Kadınlar meseleyi empatiyle, duygu ve dayanışmayla çözer.
Erkekler ise hâlâ “kaç krediyle geçilir” diye hesap yapmaktadır.
Ama işte bu iki güç birleştiğinde ortaya çıkacak tablo efsane olur:
Strateji + Empati = Üniversite Affı 2.0
---
3. “Af Gelirse Ne Olur?” Diye Düşünenlerin Draması
Bu konuda forumda iki tip insan belirir:
Tip 1: “Af gelsin abi, vallahi ailemin yüzüne bakamıyorum.”
Tip 2: “Af gelirse emeklerimiz ne olacak, ben sabahlara kadar çalıştım!”
Birinci grup duygusal, ikinci grup prensip sahibi…
Ama aslında ikisi de aynı finalde buluşur:
> “Hocam bi’ puan daha verseydiniz, hayatım değişecekti…”
Bu cümle, öğrencilik tarihinin en dramatik repliği olarak altın harflerle yazılmıştır.
---
4. Erkeklerin Plan B’si: “Yedek Strateji”
Affın geleceği kesinleşmese bile erkeklerin planı hazırdır:
— “Kanka, benim dayının arkadaşı üniversitede görevliydi sanki, bi’ arayıversene.”
— “Hocanın LinkedIn’i var, belki oradan yazsam olur mu?”
Bir tanesi “hocayla aram iyi” der, ama meğer sadece “Hocam, kolay gelsin.” yazmış.
Diğeri “af gelsin de, ben okulun logosunu sırtıma dövme yaptırırım.” der ama, sınav günü okul yolunu bile bulamaz.
Kısacası erkekler için af, sadece geçmek değil, stratejik fırsattır.
Yeni planlar, yeni bahaneler, yeni umutlar…
---
5. Kadınların Plan B’si: “Moral, Motivasyon, Kahve”
Kadın öğrenciler ise bu süreçte “Af gelsin gelmesin, moralimizi bozmuyoruz!” diyerek kahve fincanlarını tokuşturur.

Birinin moral bozulur, diğerleri anında devreye girer:
> “Tatlım sen o dersi veremezsen bile hayat seni başka yerden ödüllendirir.”
Erkeklerin Excel’ine karşı, kadınların motivasyon defteri vardır.
“Her zorluk bir fırsattır” yazılı pastel renkli sayfalarla doludur.
Erkekler tablo yapar, kadınlar hikâye yazar.
İkisi birleşince ortaya eğitim sistemi değil, Netflix dizisi çıkar!
---
6. Hocaların Cephesinde Neler Oluyor?
Hocanın iç sesi genelde şöyledir:
> “Ben affetsem bile sistem affetmez.”
Ama sonra kendi öğrencilik yıllarını hatırlar…
> “Ben de 1998’de aynı dersten kalmıştım, keşke o zaman af olsaydı…”
İşte tam o anda affın kıvılcımı yanar.
Bir hoca vicdan yapar, diğeri “tamam be” der…
Ve bir sabah Resmî Gazete’de o mucize kelime belirir: “Af”
O anda öğrencilerdeki sevinç dalgası şöyle yankılanır:
> “Hocam siz de affedildiniz!”
---
7. Forumdaşlara Açık Çağrı: “Affı Beklerken Neler Yapıyoruz?”
Şimdi gelelim en eğlenceli kısmına…
Siz olsanız ne yapardınız?
Af beklentisinde strateji mi kurardınız, yoksa moral kampı mı başlatırdınız?
Yoksa üçüncü bir yol mu seçerdiniz:
“Ben beklemem, gider hocanın rüyasına girerim!”
Forumun altına yazın, stratejik planlarınızı paylaşın.
Erkekler Excel’lerini atsın, kadınlar motivasyon sözlerini yazsın.
Belki de birlikte “Af Manifestosu” hazırlarız kim bilir?


---
Sonuç: Af mı, Aşk mı, Azim mi?
Aslında af meselesi, sadece dersleri değil, karakterleri de açığa çıkarıyor.
Kimimiz mantıkla, kimimiz kalple yaklaşıyor.
Ama hepimiz aynı gemideyiz: “Geçmek istiyoruz hocam!”
Belki af gelir, belki gelmez…
Ama bir şey kesin: Bu forumda moral afı zaten çıktı!

Haydi forumdaşlar, klavyeleri hazırlayın, caps’ler gelsin, mizah kurtarsın bizi!
Çünkü unutmayın: Sınıfta kalmak bir son değil, bazen kahkahanın başlangıcıdır!
