Sosyal Hizmet Uzmanı KPSS Hangi Puan Türü? Kutsal Puan Avı Başlasın!
Selam sevgili forumdaşlar,
Bugün sizlerle ülkemizin en stratejik, en sabır gerektiren, en kahve tüketimli konusuna dalıyoruz: Sosyal Hizmet Uzmanı KPSS hangi puan türüyle atanır?
Ama korkmayın, bu sadece bir “puan türü” yazısı değil. Bu, hem mizahın hem umudun hem de biraz göz altı morluklarının hikâyesi. Çünkü sosyal hizmet uzmanı olmak, sadece bir meslek değil, duygusal zekânın devlete dilekçeyle tescillenmiş hâlidir.
Hazırsanız, KPSS dünyasının puan ormanlarında, ÖSYM haritasıyla yön bulmaya çalışan kahramanların macerasına hoş geldiniz.
---
KPSS Ormanına Giriş: P3, P121, P100… ve P-Nerede-Benim-Kahvem!
Kıymetli forum ahalisi,
Öncelikle net konuşalım: Sosyal hizmet uzmanları için atamalarda genellikle kullanılan puan türü KPSS-P3’tür.
Yani lisans mezunları arasında yapılan Genel Yetenek + Genel Kültür sınavının puanı.
Evet, yanlış duymadınız. O sabah 9.45’te girilen, Türkçe sorularında "acaba fiilimsi mi bu?" diye tartıştığınız, matematikte "x burada neden var?" diye sorguladığınız sınav.
İşte o sınav, kaderin ta kendisi.
Ama işin ironik tarafı şu:
Boz ayı ile kutup ayısı bile karşılaştığında hangisi daha büyük diye tartışırken, KPSS’de herkes “Benim puan türüm neden bu kadar küçük çıktı?” diye yakınıyor.
---
Erkeklerin Stratejik KPSS Yaklaşımı: “Kardeşim, Bir Planım Var”
Erkek adaylarımız bu süreçte genelde savaş taktiğiyle ilerliyor:
- Önce tabloyu çıkarıyorlar: “Bak kardeşim, burada 87 alan atanmış, 85’le ucu ucuna girmiş.”
- Sonra Excel dosyası açılıyor. “Tamam, ben her gün 200 soru çözersem 90’ı görürüm.”
- Ardından kahve hazırlanıyor, motivasyon playlist’i açılıyor.
- 10 dakika sonra: “Neyse ya, bugün pazar. Pazartesi başlarım.”
Forumda o erkek enerjisini hissedersiniz:
“Arkadaşlar, ben geçen sene 87 aldım, ama tercih yapmadım çünkü stratejik davrandım.”
Evet, o cümledeki özgüvenle apartman yönetimine aday olsanız oybirliğiyle seçilirsiniz.
Ama hakkını yemeyelim, erkek adaylar işin sistem kısmını iyi çözüyor. Puan türü, kontenjan, atama oranı derken bir Excel mucizesine dönüşüyorlar.
Sadece arada empati eksikliği oluyor; çünkü “puan” diyorlar, “duygu” değil.
---
Kadınların Empatik KPSS Yaklaşımı: “Sen de Mi Çözemiyorsun Matematiği?”
Kadın adaylar ise bu süreçte bambaşka bir evren yaratıyor:
Bir yanda test kitapları, diğer yanda moral destek grupları.
WhatsApp gruplarının adı genelde “Birlikte 90+”, “El Ele Atanacağız” ya da “KPSS Kız Kardeşliği” oluyor.
Birisi “Bugün deneme çok kötü geçti” yazınca, diğerleri hemen sarılıyor (emojiyle tabii):
“Üzülme canım, denemeler kötü geçer ama gerçek sınavda parlayacaksın!”
“Senin içinde ışık var, ÖSYM bile farkında değil henüz.”
“Sana kahve yaptım gibi hisset, derin nefes al.”
Yani kadınlar bu işi sadece bilgiyle değil, duygusal destekle yürütüyorlar.
Ve bir noktada, puan türü tartışmasından çıkıp “Arkadaşlar, başarıdan daha önemli olan kendimizi sevmek!” konusuna geçiliyor.
---
KPSS ve Sosyal Hizmet: Duygularla Matematiği Barıştırmak
Sosyal hizmet mesleği öyle bir alan ki, içinde hem istatistik var hem de gözyaşı.
Yani hem bir insanın hayatına dokunuyorsunuz, hem de atanmak için birkaç net daha fazla yapmak zorundasınız.
Bir sosyal hizmet uzmanı adayı, KPSS sürecinde aslında kendi alanını da yaşar:
- Yorgun bir arkadaşını motive eder.
- “Sende tükenmişlik sendromu var galiba” der.
- Kahve molasında kendini farkındalık çalışması yaparken bulur.
Ve sonunda, “Ben bu puanı alırsam, sadece atanmayacağım; toplumu da onaracağım!” diye kendini motive eder.
Ama en trajikomik kısım şudur:
KPSS biter, P3 puanı açıklanır, herkes birbirine şu cümleyi yazar:
“Seninki kaç?”
Ve o an, forumlarda duygusal bir deprem yaşanır.
---
Bilimsel Olmasa da Hayatî Bilgiler: Puan Türleri Arasında Hayatta Kalma Rehberi
KPSS puan türleri, aslında birer karakter testi gibi.
- P3: Genel kültür ve yetenek. (Yani kim tarih bilmezse dünyayı yönetemez!)
- P121: Alan bilgisiyle birleşen güçlüler kulübü.
- P94: Ön lisansın sessiz kahramanı.
- P10: Eğitim fakültesi mezunlarının “bu sene kesin atanacağım” sözüyle başlayan puan türü.
Sosyal hizmet uzmanları için genelde P3 belirleyici ama bazen P121 veya P93 türleriyle de kurum bazlı alımlar oluyor.
Yani ÖSYM diyor ki:
> “Sadece bilgini değil, sabrını da ölçeceğim.”
---
KPSS Sonrası Sendrom: “Atandım mı, Atanamadım mı, Yoksa Rüyada mıyım?”
Sonuçlar açıklandığında forum bir anda üçe ayrılır:
1. “Atandım, şükürler olsun!” diyenler.
2. “Bir puanla kaçırdım” deyip ülkenin en trajik kahramanı hâline gelenler.
3. “Ben daha tercih yapmadım ama planım var” diyen stratejik vizyonerler.
O gün forumda her duygudan biraz vardır: sevinç, hüzün, kahkaha ve bolca kahve.
Ama en güzel kısmı şudur:
Kimse kimseye kıskançlıkla bakmaz. Çünkü herkes bilir ki, o sınavda hepimiz aynı kalemle, aynı umutla savaştık.
---
Forum Tartışması: Sizin KPSS Hikâyeniz Ne?
Peki sevgili forumdaşlar, siz bu süreçte hangi karakterdiniz?
Excel’ci stratejik planlayıcı mı, yoksa empatik kahve ikramcısı mı?
Yoksa ikisinin karışımı, yani “planlı ama duygusal” hibrit türden misiniz?
Ve sizce sosyal hizmet uzmanları, bu kadar duygusal zekâ ve sabırla uğraşırken, KPSS’de sadece sayılarla mı ölçülmeli?
Yoksa artık ÖSYM “Empati Testi” diye bir modül eklemeli mi?
Yorumlarınızı bekliyorum dostlar.
Unutmayın, puan türü geçer, dayanışma kalır.
Ve bir gün hepimiz atanacağız — belki KPSS’ye, belki hayata.
Ama kesin olan şu: O gün forumda kocaman bir başlık açılacak:
“KEYKEP GİBİ ATANDIK BE ARKADAŞLAR!” 
Selam sevgili forumdaşlar,
Bugün sizlerle ülkemizin en stratejik, en sabır gerektiren, en kahve tüketimli konusuna dalıyoruz: Sosyal Hizmet Uzmanı KPSS hangi puan türüyle atanır?
Ama korkmayın, bu sadece bir “puan türü” yazısı değil. Bu, hem mizahın hem umudun hem de biraz göz altı morluklarının hikâyesi. Çünkü sosyal hizmet uzmanı olmak, sadece bir meslek değil, duygusal zekânın devlete dilekçeyle tescillenmiş hâlidir.
Hazırsanız, KPSS dünyasının puan ormanlarında, ÖSYM haritasıyla yön bulmaya çalışan kahramanların macerasına hoş geldiniz.
---
KPSS Ormanına Giriş: P3, P121, P100… ve P-Nerede-Benim-Kahvem!
Kıymetli forum ahalisi,
Öncelikle net konuşalım: Sosyal hizmet uzmanları için atamalarda genellikle kullanılan puan türü KPSS-P3’tür.
Yani lisans mezunları arasında yapılan Genel Yetenek + Genel Kültür sınavının puanı.
Evet, yanlış duymadınız. O sabah 9.45’te girilen, Türkçe sorularında "acaba fiilimsi mi bu?" diye tartıştığınız, matematikte "x burada neden var?" diye sorguladığınız sınav.
İşte o sınav, kaderin ta kendisi.
Ama işin ironik tarafı şu:
Boz ayı ile kutup ayısı bile karşılaştığında hangisi daha büyük diye tartışırken, KPSS’de herkes “Benim puan türüm neden bu kadar küçük çıktı?” diye yakınıyor.
---
Erkeklerin Stratejik KPSS Yaklaşımı: “Kardeşim, Bir Planım Var”
Erkek adaylarımız bu süreçte genelde savaş taktiğiyle ilerliyor:
- Önce tabloyu çıkarıyorlar: “Bak kardeşim, burada 87 alan atanmış, 85’le ucu ucuna girmiş.”
- Sonra Excel dosyası açılıyor. “Tamam, ben her gün 200 soru çözersem 90’ı görürüm.”
- Ardından kahve hazırlanıyor, motivasyon playlist’i açılıyor.
- 10 dakika sonra: “Neyse ya, bugün pazar. Pazartesi başlarım.”
Forumda o erkek enerjisini hissedersiniz:
“Arkadaşlar, ben geçen sene 87 aldım, ama tercih yapmadım çünkü stratejik davrandım.”
Evet, o cümledeki özgüvenle apartman yönetimine aday olsanız oybirliğiyle seçilirsiniz.
Ama hakkını yemeyelim, erkek adaylar işin sistem kısmını iyi çözüyor. Puan türü, kontenjan, atama oranı derken bir Excel mucizesine dönüşüyorlar.
Sadece arada empati eksikliği oluyor; çünkü “puan” diyorlar, “duygu” değil.
---
Kadınların Empatik KPSS Yaklaşımı: “Sen de Mi Çözemiyorsun Matematiği?”
Kadın adaylar ise bu süreçte bambaşka bir evren yaratıyor:
Bir yanda test kitapları, diğer yanda moral destek grupları.
WhatsApp gruplarının adı genelde “Birlikte 90+”, “El Ele Atanacağız” ya da “KPSS Kız Kardeşliği” oluyor.
Birisi “Bugün deneme çok kötü geçti” yazınca, diğerleri hemen sarılıyor (emojiyle tabii):



Yani kadınlar bu işi sadece bilgiyle değil, duygusal destekle yürütüyorlar.
Ve bir noktada, puan türü tartışmasından çıkıp “Arkadaşlar, başarıdan daha önemli olan kendimizi sevmek!” konusuna geçiliyor.
---
KPSS ve Sosyal Hizmet: Duygularla Matematiği Barıştırmak
Sosyal hizmet mesleği öyle bir alan ki, içinde hem istatistik var hem de gözyaşı.
Yani hem bir insanın hayatına dokunuyorsunuz, hem de atanmak için birkaç net daha fazla yapmak zorundasınız.
Bir sosyal hizmet uzmanı adayı, KPSS sürecinde aslında kendi alanını da yaşar:
- Yorgun bir arkadaşını motive eder.
- “Sende tükenmişlik sendromu var galiba” der.
- Kahve molasında kendini farkındalık çalışması yaparken bulur.
Ve sonunda, “Ben bu puanı alırsam, sadece atanmayacağım; toplumu da onaracağım!” diye kendini motive eder.
Ama en trajikomik kısım şudur:
KPSS biter, P3 puanı açıklanır, herkes birbirine şu cümleyi yazar:
“Seninki kaç?”
Ve o an, forumlarda duygusal bir deprem yaşanır.
---
Bilimsel Olmasa da Hayatî Bilgiler: Puan Türleri Arasında Hayatta Kalma Rehberi
KPSS puan türleri, aslında birer karakter testi gibi.
- P3: Genel kültür ve yetenek. (Yani kim tarih bilmezse dünyayı yönetemez!)
- P121: Alan bilgisiyle birleşen güçlüler kulübü.
- P94: Ön lisansın sessiz kahramanı.
- P10: Eğitim fakültesi mezunlarının “bu sene kesin atanacağım” sözüyle başlayan puan türü.
Sosyal hizmet uzmanları için genelde P3 belirleyici ama bazen P121 veya P93 türleriyle de kurum bazlı alımlar oluyor.
Yani ÖSYM diyor ki:
> “Sadece bilgini değil, sabrını da ölçeceğim.”
---
KPSS Sonrası Sendrom: “Atandım mı, Atanamadım mı, Yoksa Rüyada mıyım?”
Sonuçlar açıklandığında forum bir anda üçe ayrılır:
1. “Atandım, şükürler olsun!” diyenler.
2. “Bir puanla kaçırdım” deyip ülkenin en trajik kahramanı hâline gelenler.
3. “Ben daha tercih yapmadım ama planım var” diyen stratejik vizyonerler.
O gün forumda her duygudan biraz vardır: sevinç, hüzün, kahkaha ve bolca kahve.
Ama en güzel kısmı şudur:
Kimse kimseye kıskançlıkla bakmaz. Çünkü herkes bilir ki, o sınavda hepimiz aynı kalemle, aynı umutla savaştık.
---
Forum Tartışması: Sizin KPSS Hikâyeniz Ne?
Peki sevgili forumdaşlar, siz bu süreçte hangi karakterdiniz?
Excel’ci stratejik planlayıcı mı, yoksa empatik kahve ikramcısı mı?
Yoksa ikisinin karışımı, yani “planlı ama duygusal” hibrit türden misiniz?
Ve sizce sosyal hizmet uzmanları, bu kadar duygusal zekâ ve sabırla uğraşırken, KPSS’de sadece sayılarla mı ölçülmeli?
Yoksa artık ÖSYM “Empati Testi” diye bir modül eklemeli mi?
Yorumlarınızı bekliyorum dostlar.
Unutmayın, puan türü geçer, dayanışma kalır.
Ve bir gün hepimiz atanacağız — belki KPSS’ye, belki hayata.
Ama kesin olan şu: O gün forumda kocaman bir başlık açılacak:

