Melis
New member
Üzgün müyüz, yoksa başka bir şey mi?
Herkese merhaba,
Bugün sizlere içimi dökerek, bir türlü çözemediğim bir duygudan bahsetmek istiyorum. Bu duyguyu yıllardır içinde taşıdım, ama adı ne tam olarak, nasıl anlatılır, bilemedim. Sanırım bu yazıyı, hem kendim için hem de hepimiz için bir açıklığa kavuşturmak adına yazıyorum. İçimdeki bu "üzgün" hali anlatacak kelimeleri bulmak, bir yandan çok kolay bir yandan da bir o kadar zor. Ancak belki sizler de daha önce benzer bir şeyler yaşamışsınızdır ve birlikte bu duyguyu çözebiliriz.
Biraz hikaye anlatmak istiyorum; belki hepinizin içinde bir yerlerde benzer bir şeyler yankı bulur, kim bilir?
Bir Akşam Yemeği, Bir Yıkım
Elif, akşam yemeği hazırlamak üzere mutfakta harıl harıl çalışıyordu. Her zaman olduğu gibi, eşi Serkan’dan gelen bir telefon, gerginliğinin habercisi oldu. Serkan, işlerinden dolayı ne yazık ki uzun zamandır evde olamıyordu. Son zamanlarda birbirlerine vakit ayıramamış, her ikisi de farklı dünyalara kaymışlardı. Elif, telefonun ucundaki sesin ses tonundan, bir şeylerin ters gittiğini hemen fark etti.
"Serkan, ne oldu? Sesin... normalden farklı."
Serkan, kısa bir sessizlikten sonra, yavaşça ve kararsız bir şekilde konuşmaya başladı:
“Bir şeyler oldu Elif. Ama şimdilik üzülmeni istemiyorum, her şey kontrol altında olacak. Hadi sen de yemeğini ye, senin üzülmene gönlüm razı olmuyor."
Elif, telefonun ucundaki sessizlikte bir şeylerin kırıldığını hissetti. “Ne kontrol altına alınması gerekiyor? Bir şeyler gizliyorsun…”
Serkan bir an cevap vermedi. Elif’in hissettiği gibi, her şeyin çöküşü başlamıştı.
"Her şey yolunda olacak, merak etme," dedi, ama sesindeki tını, hiç de inandırıcı değildi.
Bu, Elif için her şeyin bir yıkımına tanıklık ettiği andı. Çünkü hiçbir şeyin yolunda olmadığını, fark etmişti. O anda, Elif üzgündü, ama aynı zamanda kırgın, öfkeli ve şaşkındı. Hangi kelime bu duyguları tam olarak açıklayabilir ki? ‘Üzgün’ desek, bu kadar mı derin bir duyguyu anlatabilir?
Erkekler Çözüme Yönelik, Kadınlar İse Duygusal Zeka ile Yaklaşır
Serkan, her zaman çözüm odaklı bir adam olmuştu. Ne zaman bir problem olsa, hemen çözüme odaklanır, hislerine pek vakit ayırmazdı. O an, bu ‘üzgün’ duygusu ile başa çıkmak yerine, hemen Elif’e “sana üzülmeni istemiyorum” demişti. Çünkü onun gözünde çözüm, ne kadar çabuk ve net olursa, o kadar doğru olurdu.
Kadınlar, bazen bu tarz anlarda erkeğin yaklaşımını doğru bulmazlar. Çünkü çözüm odaklı bir yaklaşım, hislerin göz ardı edilmesine neden olabilir. Elif, duygusal zekasını devreye sokarak, bu yalnızca bir “uzaklaşma” değil, aynı zamanda “bağlantının kopması” anlamına geliyor diye düşündü. O an, Elif’in kalbi kırılmıştı, çünkü duygusal anlamda aradığını bulamıyordu. Oysa Serkan sadece çözüm arayışındaydı, başka bir şey değildi. Ama “üzgün” kelimesinin derinliğini anlayacak bir yaklaşım sergileyememişti.
Elif’in duygusal zekası devreye girmiş, hislerinin doğru bir şekilde ifade edilmesine olanak tanımıştı. Kadınlar bazen tam olarak hissettiklerini anlatamasalar da, duygusal ifadelerinin bir karşılık bulmasını beklerler. Elif, “Üzgünüm” derken, hissettiklerinin çok daha fazlasını anlatmak istiyordu.
Bir Kelime, Bin Duygu
Sonraki birkaç gün boyunca, Elif, Serkan’ın çözüm arayışının ve mesafesinin ardından yalnız başına kaldı. Huzursuzdu. Duyguları karma karışıktı. Üzgün değil, daha fazlasıydı. Belki de “üzerinde” bir şey vardı, ama kelimeler yetersizdi.
Ve bir gün, bu karmaşık duyguları toparlayabilmek adına bir kelime seçmeye karar verdi. “Üzgün” kelimesi, sadece bir başlangıçtı; ama bir kadının ruhundaki derinliği, acıyı ve kaybı anlatmaya yetiyordu. Bu kelimenin içinde, onca yıllık evliliklerinin bitişini, güven kaybını ve kaybolan sevgiyi de barındırıyordu.
Elif, yıllardır içinde taşıdığı bu duyguyu, bir kelime ile dışa vurabileceğini düşündü. Fakat “üzgün” kelimesi, kelime dağarcığının çok ötesindeydi. O kadar çok duyguyu barındırıyordu ki, sadece “üzgün” olmak, o anı anlamak için yeterli değildi.
Sonuç: "Üzgün" Bir Duygu, Çok Derin Bir Anlam
Hikayemiz, sadece kelimelerin ne kadar güçlü olduğunu ve bazen kelimelerin ne kadar eksik kalabileceğini de anlatıyor. Erkekler, çözüm odaklı bir yaklaşım sergilerken, kadınlar duygusal bağ kurma, empati geliştirme konusunda daha fazla öne çıkabiliyorlar. Elif ve Serkan’ın hikayesinde, her biri farklı bir yaklaşım sergilese de, temel nokta şuydu: Bazen “üzgün” kelimesi, her iki taraf için de farklı anlamlar taşıyabilir. Bir kelimeyle, çok fazla şey anlatılabilir, ancak tam anlamıyla bir bağlantı kurmak için daha fazla özen, duygu ve empati gerekir.
Hikayemi paylaştım, şimdi de sizleri dinlemek istiyorum. Sizler ne düşünüyorsunuz? Erkekler ve kadınlar arasındaki duygusal farklar sizce nasıl? "Üzgün" kelimesi gerçekten sadece bir kelime mi, yoksa bir hislerin bütünü mü? Yorumlarınızı bekliyorum!
Herkese merhaba,
Bugün sizlere içimi dökerek, bir türlü çözemediğim bir duygudan bahsetmek istiyorum. Bu duyguyu yıllardır içinde taşıdım, ama adı ne tam olarak, nasıl anlatılır, bilemedim. Sanırım bu yazıyı, hem kendim için hem de hepimiz için bir açıklığa kavuşturmak adına yazıyorum. İçimdeki bu "üzgün" hali anlatacak kelimeleri bulmak, bir yandan çok kolay bir yandan da bir o kadar zor. Ancak belki sizler de daha önce benzer bir şeyler yaşamışsınızdır ve birlikte bu duyguyu çözebiliriz.
Biraz hikaye anlatmak istiyorum; belki hepinizin içinde bir yerlerde benzer bir şeyler yankı bulur, kim bilir?
Bir Akşam Yemeği, Bir Yıkım
Elif, akşam yemeği hazırlamak üzere mutfakta harıl harıl çalışıyordu. Her zaman olduğu gibi, eşi Serkan’dan gelen bir telefon, gerginliğinin habercisi oldu. Serkan, işlerinden dolayı ne yazık ki uzun zamandır evde olamıyordu. Son zamanlarda birbirlerine vakit ayıramamış, her ikisi de farklı dünyalara kaymışlardı. Elif, telefonun ucundaki sesin ses tonundan, bir şeylerin ters gittiğini hemen fark etti.
"Serkan, ne oldu? Sesin... normalden farklı."
Serkan, kısa bir sessizlikten sonra, yavaşça ve kararsız bir şekilde konuşmaya başladı:
“Bir şeyler oldu Elif. Ama şimdilik üzülmeni istemiyorum, her şey kontrol altında olacak. Hadi sen de yemeğini ye, senin üzülmene gönlüm razı olmuyor."
Elif, telefonun ucundaki sessizlikte bir şeylerin kırıldığını hissetti. “Ne kontrol altına alınması gerekiyor? Bir şeyler gizliyorsun…”
Serkan bir an cevap vermedi. Elif’in hissettiği gibi, her şeyin çöküşü başlamıştı.
"Her şey yolunda olacak, merak etme," dedi, ama sesindeki tını, hiç de inandırıcı değildi.
Bu, Elif için her şeyin bir yıkımına tanıklık ettiği andı. Çünkü hiçbir şeyin yolunda olmadığını, fark etmişti. O anda, Elif üzgündü, ama aynı zamanda kırgın, öfkeli ve şaşkındı. Hangi kelime bu duyguları tam olarak açıklayabilir ki? ‘Üzgün’ desek, bu kadar mı derin bir duyguyu anlatabilir?
Erkekler Çözüme Yönelik, Kadınlar İse Duygusal Zeka ile Yaklaşır
Serkan, her zaman çözüm odaklı bir adam olmuştu. Ne zaman bir problem olsa, hemen çözüme odaklanır, hislerine pek vakit ayırmazdı. O an, bu ‘üzgün’ duygusu ile başa çıkmak yerine, hemen Elif’e “sana üzülmeni istemiyorum” demişti. Çünkü onun gözünde çözüm, ne kadar çabuk ve net olursa, o kadar doğru olurdu.
Kadınlar, bazen bu tarz anlarda erkeğin yaklaşımını doğru bulmazlar. Çünkü çözüm odaklı bir yaklaşım, hislerin göz ardı edilmesine neden olabilir. Elif, duygusal zekasını devreye sokarak, bu yalnızca bir “uzaklaşma” değil, aynı zamanda “bağlantının kopması” anlamına geliyor diye düşündü. O an, Elif’in kalbi kırılmıştı, çünkü duygusal anlamda aradığını bulamıyordu. Oysa Serkan sadece çözüm arayışındaydı, başka bir şey değildi. Ama “üzgün” kelimesinin derinliğini anlayacak bir yaklaşım sergileyememişti.
Elif’in duygusal zekası devreye girmiş, hislerinin doğru bir şekilde ifade edilmesine olanak tanımıştı. Kadınlar bazen tam olarak hissettiklerini anlatamasalar da, duygusal ifadelerinin bir karşılık bulmasını beklerler. Elif, “Üzgünüm” derken, hissettiklerinin çok daha fazlasını anlatmak istiyordu.
Bir Kelime, Bin Duygu
Sonraki birkaç gün boyunca, Elif, Serkan’ın çözüm arayışının ve mesafesinin ardından yalnız başına kaldı. Huzursuzdu. Duyguları karma karışıktı. Üzgün değil, daha fazlasıydı. Belki de “üzerinde” bir şey vardı, ama kelimeler yetersizdi.
Ve bir gün, bu karmaşık duyguları toparlayabilmek adına bir kelime seçmeye karar verdi. “Üzgün” kelimesi, sadece bir başlangıçtı; ama bir kadının ruhundaki derinliği, acıyı ve kaybı anlatmaya yetiyordu. Bu kelimenin içinde, onca yıllık evliliklerinin bitişini, güven kaybını ve kaybolan sevgiyi de barındırıyordu.
Elif, yıllardır içinde taşıdığı bu duyguyu, bir kelime ile dışa vurabileceğini düşündü. Fakat “üzgün” kelimesi, kelime dağarcığının çok ötesindeydi. O kadar çok duyguyu barındırıyordu ki, sadece “üzgün” olmak, o anı anlamak için yeterli değildi.
Sonuç: "Üzgün" Bir Duygu, Çok Derin Bir Anlam
Hikayemiz, sadece kelimelerin ne kadar güçlü olduğunu ve bazen kelimelerin ne kadar eksik kalabileceğini de anlatıyor. Erkekler, çözüm odaklı bir yaklaşım sergilerken, kadınlar duygusal bağ kurma, empati geliştirme konusunda daha fazla öne çıkabiliyorlar. Elif ve Serkan’ın hikayesinde, her biri farklı bir yaklaşım sergilese de, temel nokta şuydu: Bazen “üzgün” kelimesi, her iki taraf için de farklı anlamlar taşıyabilir. Bir kelimeyle, çok fazla şey anlatılabilir, ancak tam anlamıyla bir bağlantı kurmak için daha fazla özen, duygu ve empati gerekir.
Hikayemi paylaştım, şimdi de sizleri dinlemek istiyorum. Sizler ne düşünüyorsunuz? Erkekler ve kadınlar arasındaki duygusal farklar sizce nasıl? "Üzgün" kelimesi gerçekten sadece bir kelime mi, yoksa bir hislerin bütünü mü? Yorumlarınızı bekliyorum!