Islanmış Sokağımın Kaldırım Taşları

Hasan

New member
Islanmış Sokağımın Kaldırım Taşları
Kafamı kaldırmamla yağmurun sesini farketmem bir oldu. Kapıya çıkınca mis gibi toprak kokusunu alamadım ama pıt pıt ses çıkaran yağmur damlalarının sesini duymak, yine de mutlu etti beni. Sokağımın kaldırım taşları ıslanmış, sırf taşlar mı, camlarım da nasibini almış bu kısa süren yağmurdan. Aldım paspası başladım ayak izlerimi silmeye.

Bir kedicik geldi, çekine çekine yaklaştı bana.
Uzun bir süre bakıştık, vereceğim bir şeyler var mı diye düşünürken kedicik sabredemedi ve gitti. Bir parça ekmek bulundursaydım keşke diye düşünürken, ekmeği de beğenmez ki bunlar dedim kendi kendime. Kedilere de beğendiremiyoruz bir şey. Bir sitem de bu sevimli hayvancıklara gitsin, onları buna alıştıran bizler değilmişiz gibi.

sokağımın kaldırım taşları ıslanmış
Burası da çıkmaz sokağım.
Ardında ne var ben de bilmiyorum. Bir yol, bir de kapı var ama gidesim gelmedi hiç o yöne. Hele ki böyle kasvetli bir günde hiç gidemem. Şu üstteki evlerden birinde yaşayan bir abla, evlerin daracık olduğunu söylemişti geçenlerde. Hiçbir manzarası yok, çok küçük, çok sıkışık diyordu. O lafların da etkisi var tabi kararsızlığımda.

Üstteki fotoğrafta sol taraf caddeye çıkıyor, sağ taraf otoparka. Bir L şeklinde burası. L’nin tam köşesindeyim. Fakat hiç hareketli değil bu sokak, gelen geçen o kadar az ki, kapattım kendimi dışarıya ben de. İşte böyle havalarda ancak çıkıyorum, ıslanan kaldırım taşlarını seyretmek için.

Bir de balkonumdan çektiğim gökkuşağı vardı, onu ekledim mi buraya, bilmiyorum. Eklemediysem derhal yazmalı, onun havası daha ferah, daha canlı. Burası gibi iç karartmıyor en azından.
 
Üst