Süreç sahibi nedir ?

Sude

New member
Süreç Sahibi Nedir? Toplumsal ve Psikolojik Dinamikler Üzerine Bir Değerlendirme

Bugün konuşmak istediğim konu biraz kafa karıştırıcı olabilir, ancak aslında hepimizin hayatında yer eden ve sıklıkla gözden kaçan bir kavram: "Süreç Sahibi". Bu terim, özellikle iş dünyasında, projelerde ve takım çalışmalarında sıkça duyduğumuz bir ifadedir. Ama daha geniş bir perspektife baktığımızda, bu kavramın kişisel ilişkilerden, sosyal hayata kadar pek çok alanda nasıl şekillendiğini ve bizi nasıl etkilediğini görmek mümkün. Peki, gerçekten de "süreç sahibi" kimdir? Bu sorunun cevabı, toplumsal ve psikolojik dinamiklerle nasıl şekillenir?

Süreç Sahibi Kavramı ve Tanımı

Süreç sahibi, kelime anlamıyla, bir sürecin yönetiminden ve başarısından sorumlu kişi veya grup olarak tanımlanabilir. Ancak işin içine daha derin bir bakış açısı girdiğinde, bu kavram sadece iş hayatıyla sınırlı kalmaz. Süreç sahibi olmak, bir eylem ya da hareketin yönlendirilmesinde aktif rol alan, bu sürecin gidişatına şekil veren kişiyi ifade eder. İster bir proje yöneticisi, ister bir ailedeki bir birey, süreci kontrol eden kişi, kararları alır, değişikliklere yön verir ve sürecin ilerleyişine katkıda bulunur.

Örneğin, iş dünyasında bir yazılım geliştirme sürecinin sahibi, yazılımın tüm aşamalarını gözden geçiren, geliştirme sırasında gerekli yönlendirmeleri yapan kişidir. Bu kişi yalnızca teknik bilgilere sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda takım üyelerinin iş birliği içinde çalışmasını sağlayacak sosyal becerilere de sahiptir. Bu tarz bir rol, yalnızca sonuç odaklı değil, aynı zamanda süreç içerisinde duygusal zekâ ve sosyal etkiler de gerektirir.

Erkeklerin Pratik ve Sonuç Odaklı Yaklaşımı

Erkeklerin süreci yönetme anlayışı, genellikle daha sonuç odaklıdır. Çoğu zaman, erkekler bir sürecin başından sonuna kadar, belirli hedeflere ulaşmayı ve bu hedeflere ne kadar verimli bir şekilde ulaşılabildiğini görmeyi önemserler. Bu, iş dünyasında da sıkça karşılaşılan bir bakış açısıdır. Bir proje, göreve başlamadan önce belirli bir zaman dilimi ve son teslim tarihiyle şekillendirilmişse, erkekler genellikle bu süreçteki verimliliği, zamanında sonuç almayı ve hedeflere ulaşmayı göz önünde bulundururlar.

Örneğin, bir iş projesinde erkeklerin genellikle süreçten bağımsız olarak, "Ne zaman tamamlanacak?" sorusuna daha fazla odaklandıkları görülür. Bu bakış açısında süreç, bir araç olarak kullanılır; önemli olan sadece sonuca ulaşmaktır. Çoğu zaman, sonuç ne kadar etkileyici ve verimli olursa, süreçle ilgili yaşanan zorluklar göz ardı edilir.

İş yerinde, erkeklerin projeyi sahiplenmesi ve sürecin yönlendirilmesindeki becerileri genellikle doğrudan başarı ile ilişkilendirilir. Kadınların farklı bakış açıları ve sosyal etkileşimlerle süreci daha insancıl bir şekilde ele almaları, iş dünyasında da çoğu zaman farklı sonuçlar doğurabilir. Ama ne olursa olsun, erkeklerin süreç sahipliğini genellikle sonuçlar ve başarılar üzerinden değerlendirdiği söylenebilir.

Kadınların Sosyal ve Duygusal Etkilerle Süreç Yönetimi

Kadınların süreci sahiplenme ve yönetme şekilleri ise genellikle daha sosyal ve duygusal bir bağlamda şekillenir. Kadınlar, özellikle toplumsal ilişkilerde süreçleri yönetirken, duygu ve ilişkileri göz önünde bulundurarak hareket ederler. Kadınların süreçlere olan bakış açıları, başkalarına olan duyarlılıkları ve empatik bakış açılarıyla derinden bağlantılıdır. Bu, iş dünyasında veya özel yaşamda kadının süreci yönetme biçimini etkiler.

Örneğin, bir kadının bir ailede süreç sahibi olması, sadece işlerin yapılmasını değil, aynı zamanda aile üyeleri arasındaki uyum, empati ve karşılıklı anlayışın sağlanması için de önemlidir. Çocukların eğitimi, eşler arasındaki iletişim ve sosyal ilişkilerin düzeni, kadının yönlendirebileceği unsurlardır. Bu noktada kadın, her zaman "sonuç"tan önce, sürecin insanlar arasındaki ilişkileri nasıl etkilediğine ve süreç boyunca duygusal bağların nasıl şekillendiğine dikkat eder.

İş hayatında da benzer bir durum söz konusu olabilir. Kadınlar liderlik pozisyonlarında, genellikle sadece süreçleri yönetmekle kalmaz, aynı zamanda takım üyelerinin duygusal ihtiyaçlarına da duyarlı olurlar. Takım üyelerinin moralini yüksek tutmak, aralarındaki çatışmaları çözmek ve herkesin aynı hedefe odaklanmasını sağlamak kadının süreci sahiplenmesindeki temel unsurlardan biridir.

Süreç Sahibi Olmak: Kim, Ne Zaman ve Nasıl?

Süreç sahipliği, sadece iş veya aile içindeki bir görev değil, aynı zamanda bir liderlik biçimidir. Kadınlar ve erkekler farklı şekillerde bu sahipliği deneyimlerler. Ancak bir ortak nokta vardır: her iki taraf da, sahip oldukları süreçleri daha verimli hale getirmeye çalışırken, toplumdan, kültürel normlardan ve kişisel deneyimlerinden etkilenirler.

Toplum, bir süreç sahibinden genellikle farklı beklentilerde bulunur. Erkekler için daha fazla verimlilik, başarı ve sonuç beklenirken, kadınlardan genellikle sürecin duygusal ve sosyal yönlerinin yönetilmesi istenir. Bu, her iki cinsiyetin farklı bakış açıları ve davranış biçimleriyle süreci yönlendirmesinin doğal bir sonucudur.

Peki, sizce süreci yönetme ve sahiplenme şeklimiz, sadece iş dünyasında mı farklılık gösteriyor? Aile içinde, arkadaş ilişkilerinde veya sosyal çevremizde de süreci sahiplenirken benzer dinamikler geçerli mi? Bu konuda sizin deneyimleriniz nasıl?
 
Üst